Günlük yaşantımızda herhangi bir şeyi yapmak için genellikle önce istemeyi bekleriz.
“Önce gerçekten karar alayım, sonra sigarayı bırakacağım.”
“Önce sürekli gitme fikrine hazır olayım, sonra spora yazılacağım.”
“Önce kilo vermeye odaklanabileyim, sonra diyetisyene gideceğim.”
“Beynim ders çalışmayı bir kabul etse, o zaman çalışabileceğim.”
Adım atabilmemiz için ilham gelmesini bekler gibi bir halimiz vardır.
Bir şekilde içimize o istekliliğin yerleşeceği anı beklemeye geçeriz.
Bekleriz, bekleriz, bekleriz… İlham perisi neredesin?
Nedense ortalıklarda yoktur!
Ardından hayıflanırız. Bir türlü istek gelmiyor içimden! Evet, gelmez! Çünkü sistemi doğru kullanmıyoruzdur. Denklemi tersine çevirdiğinizde, içinizin istekle dolacağını biliyor muydunuz?
Buradaki anahtar kelime: zorla! İstemiyor olsanız dahi, içinizden gelenin tam aksini yapabilmek adına kendinizi iteceksiniz. Dışarı çıkıp arkadaşlarla görüştükten zaman diliminde kısa bir süre sonra “iyi ki gelmişim” diyerek orada bulunmayı istediğinizi fark edeceksiniz. Daha sonraki günler ise, evdeyken de dışarı çıkma steğinin size uğramaya başlar olduğunu deneyimleyeceksiniz.
Aynı düzende dönmeye devam eden çarkın zıt istikamete doğru dönmeye başlamasının tek yolu, çarkı ters yöne doğru çevirmek adına itici bir hamle yapmaktır!
Bunun en iyi örneği düzenli spora giden kişilerdir. Başlarken bir türlü karar alıp da kayıt yaptıramayan o kişiler, birkaç ay sonra bir bakıyorsunuz ki, “sporsuz bir yaşam asla düşünemiyorum” demeye başlamışlar. Bir şeyi yaptıkça, isteklilik tohumları içimizde yeşermeye başlar.
Peki başlı başına isteğin kendisine tam olarak ne zaman ihtiyacımız var?
Değişim yolunun başlangıç çizgisinde. Konu her ne olursa olsun, onun değiştirilebilmesine dair bir istek taşımalıyız ki, yenilik adımlarını kendimize katabilmek için çabalayabilelim.
Yani yalnızca ‘değişimin kendisini istemek’ yetiyor! ‘Harekete geçmek için harcanacak eforu ister hale gelmek’ gereksizdir. Yolunda gitmeyen bir şeyi tespit ettikten sonra buna dair bir gelişme hayatımızda olsun istiyor muyuz
istemiyor muyuz? Buna bakacağız.
Değişsin istiyorsak da kolları sıvayıp iş başı yapacağız. Her ne kadar mesai yapmak henüz içimizden gelmese de, uygulamaya konacak yeni eylemler bizleri bekler.
Örneğin evinizin daha düzenli olmasıyla ilgili bir arzunuz var ancak temizliğe girişme noktasında gönülsüzsünüz. Haydi temizlik zamanı!
Kendinizi bunun için zorlayacaksınız. Gerekirse bir kağıda yazıp gözünüzün görebileceği bir yere bu formülü yapıştırabilirsiniz, kavuşmak sizdeki isteği kamçılayacak ve bundan sonrası için temizlik yapabilmeye dair daha fazla gönüllülük hissedeceksiniz.
Gerekirse bir kağıda yazıp gözünüzün görebileceği bir yere bu formülü yapıştırabilirsiniz
Comments